APS HABER / OĞUZHAN ARSLAN - Hafta sonu yapılan Saadet Partisi kongresinde genel başkanlık görevini Temel Karamollaoğlu’ndan devralan Mahmut Arıkan, Saadet-Gelecek ortak grup toplantısına ilk kez genel başkan olarak katıldı. Gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, şunları söyledi:
“Bakınız bugün vicdanın sesi nedir biliyor musunuz? Mülakat sorunudur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bir bakanlığa yakışmayan politikasıdır! Şunu bir önce netleştirelim: Bir milletin onlarca yıl sonra nasıl olacağına, bugün verilen eğitimin kalitesi karar verir. Eğitim bir inşadır, geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür. Dindar nesil yetiştireceğiz diyenler, gençlerimizi ateizmin, deizmin, sosyal medya ve dijital ortamların karanlık dehlizlerine sürüklediler. Gelen her yeni bakan, yeni bir sistem denedi. Bu arada 22 yılda, tam 9 kez Milli Eğitim Bakanı değişti. Varın siz düşünün sistemin renkliliğini. Tabuta koydukları eğitimin üzerine son çivi olarak da ‘mülakat zulmünü’ çaktılar. Önce sistemi bozdular, Sonra okulları, sonra öğrencileri ve en sonunda son kale olarak öğretmenleri. 5 bin gencimizin hakkını mülakat diyerek gasp ettiler. Mülakat gibi mülakat diyerek hak yemeyi kanun haline getirdiler.
Zenginin hissettiği enflasyon ile yoksulun maruz kaldığı enflasyon aynı değildir
Özellikle bugünlerde kamuoyu, enflasyonla da çok ilgili olan asgari ücreti tartışmakta. Niye tartışılmasın ki? Bugün Türkiye’de 7 milyonu aşkın insanımız asgari ücretle çalışıyor! Dolayısıyla asgari ücret meselesi Türkiye’nin tamamını ilgilendiren kritik bir konudur. Asgari ücret konusunda iktidarın hiç güven vermeyen açıklamaları karşısında, asgari ücretliler heyecan ile açıklanacak rakamı bekliyor. Öncelikle şu ayrımı belirtmek istiyorum. Zenginin hissettiği enflasyon ile yoksulun maruz kaldığı enflasyon aynı değildir. TÜİK rakamları üzerine çalıştığımızda, düşük gelir grubunun maruz kaldığı enflasyonun yüzde 61 olduğunu tespit ediyoruz. Dolayısıyla, başlangıçta; alım gücünün korunması için asgari ücrete en az yüzde 61 zam uygulanmasını teklif ediyoruz. Bunun altında hiçbir rakam gerçekçi, sağlıklı ve samimi bir rakam değildir. Ayrıca hiçbir ücretten kesinti yapılmamalı, brüt ücret ile net ücret arasında bir farklılık olmamalıdır. Ücret gelirlerinin tamamından vergi, SGK primi ve işveren işsizlik sigorta primleri gibi kesintiler kaldırılmalıdır. Bu teklifimiz hem gerçekçi ve hem uygulanabilir bir ücret politikasıdır. Bu teklifle hem alım gücü erimeyecek, hem de enflasyon tetiklenmeyecektir.
İktidarın adalet konusundaki tek başarısı fiyakalı adalet sarayları
Adalet mülkün, her şeyin emeli, güvencesidir. Adaletsizlik bir ülkenin başına gelebilecek, bir ülkeyi içten içe çürütebilecek en büyük sorundur. Ülkenin halini görüyorsunuz. Ceza ve infaz sistemi nasıl dökülüyor her gün medyadan izliyorsunuz. Çeteler, mafyalar, caniler, katiller, hırsızlar, gaspçılar sokaklarda terör estirmiyor mu? Cezaevleri artık sokaklardan daha güvenli diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Nafaka sorununu bile çözemedik. Bununla kalsa iyi. Bir de adaletin siyasallaşması sorunu var. Bugün birçok dosyanın hükmü mahkemelerde değil, siyasi parti binalarında alınıyor. İktidara yakınsanız, suç işleme özgürlüğüne sahipsiniz. Değilseniz Allah yardımcınız olsun. İktidarın adalet konusundaki tek başarısı fiyakalı adalet sarayları.
Bunlara en güzel cevabı ‘yeni nesil siyaset’le vereceğiz
Kısacası bir iktidar düşünün ki, adında ne varsa içinde o yok. Dilinde ne varsa işinde o yok. Şimdi burada Türkiye’nin meseleleri ve çözüm yolları üzerine konuştuk. Türkiye’de bir Ekonomik kriz var mı? Var. Türkiye’de tarımsal üretim bir sorun mu? Sorun. Sanayici faiz batığında da mı? Evet uçan kuşa borçlu. Adaleti artık başka şekilde başka yerler de aranıyor mu? Evet. İmralı ile DEM grubu görüşsün mü, görüşmesin mi? Bugün mü görüşsün, hafta sonu mu görüşsün? ‘İmralı ile ittifak’ yapılsın mı, yapılmasın mı? Sen iyi polis, ben kötü polis. Değerli kardeşlerim, müsterih olun, bunlara en güzel cevabı ‘yeni nesil siyaset’le vereceğiz.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet-Gelecek Partisi ortak grup toplantısında; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine yönelik eleştirilerine “Ben herkesi rahat ettirme durumunda değilim” yanıtını verdi. Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a çağrısına ilişkin “Cesur bir çıkış yaptınız. Ne olur cesaretinizi sürdürün, yüzleşmekten korkmayın. Birbirimizi seviyeli şekilde eleştirelim, gelecek nesillerin önünü yüzleşerek açalım” diyen Davutoğlu, “Erbil’e, Musul’a oradan da Kerkük’e gidin” diye konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet-Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuştu. Gündemine Orta Doğu’da yaşanan olayları alan Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Dün gece Lübnan’da ateşkes ilan edildi. Bu bizi rehavete sürükler mi? Hayır. Bu batı diplomasisi denilen ve rasyonel görünümlü son derece barbar olayların yaşandığı olayda önce okşanır sonra tokat vurulur. Önce ateşkes yapılır sonra bir bakarsınız elinizdeki de gitmiş. Bunu az yaşamadık biz. Oslo süreci dediler nereye geldiğini gördük. Yakında Gazze’de de ateşkes olacak. Netanyahu bu ateşkes üzerine ne dedi biliyor musunuz? ‘Bu ateşkes bundan sonra İran tehdidine odaklanacağımızın işaretidir”. Diyor ki ‘Burada bir ateşkes yapacağım önce bir palyatif, pansuman yapacağım büyük darbeyi İran’.. İran’da nereyi vuracaklar? Önümüzdeki günler İran’ın, Irak’ta etkili olduğu bazı gruplar üzerine Lübnan benzeri saldırılar olursa kimse şaşırmasın. Irak’ta mevzilenmiş İran yanlısı Haşdi Şabi başta olmak üzere gruplara dönük bir askeri operasyon önümüze gelebilir. İran’a dönük doğrudan saldırı da gelebilir. Önce havayı yumuşatacaklar sonra aynı hızda gelecekler. Ortadoğu’yu bir kez daha bölmek istiyorlar.
5’inci Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu’nda yaptığı konuşma sebebiyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı eleştirilere yanıt veren Davutoğlu,konuşmasında şu noktalara değindi:
Ben herkesi rahat ettirme durumunda değilim
“Sayın Bahçeli bana dönük eleştiride bulundu. Dün kendisinin çizdiği resim ile benim Duhok’ta çizdiğim resim hemen hemen aynı. Ama Sayın Bahçeli onlara bakmıyor. “Irak’ın Duhok kentinde düzenlenen 5. Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu’nda Sayın Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı konuşma bizi son derece rahatsız etmiştir’ doğru ben herkesi rahat ettirme durumunda değilim. Sayın Bahçeli çok cesur bir çıkış yaptınız ve ben size takdir ifade ettim. Ne olur cesaretinizi sürdürün, yüzleşmekten korkmayın. İdari maslahat yapan sözler bizi kurtarmaz. Birbirimizi seviyeli şekilde eleştirelim, gelecek nesillerin önünü yüzleşerek açalım.
Bahçeli’ye Irak’a giderek bölgedeki Kürt’lerle ve Türkmen’lerle bir araya gelmesini öneren Davutoğlu, şöyle devam etti:
Bahçeli’ye çağrımdır, Erbil’e, Musul’a oradan da Kerkük’e gidin
“Sayın Bahçeli şimdi bölgede yeni bir dizayn çalışması var ve herkesin gözü Kürtlerin üzerinde. Çünkü bu bölgeyi karıştırmak isteyen emperyalistler 4 bölgeye yayılan Kürt nüfusu tahrik ederek o ülkelerde iç karışıklık çıkartmak istiyorlar. Ben de sizin bunu gördüğünüzü düşünerek bunları yaptığınıza hükmetmiştim. Doğru bir yaklaşımdı, tam zamanında. Peki Irak Kürtlerine ne diyeceğiz biz? Irak Anayasası ‘Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ diyor Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı gösteriyorsanız Irak Anayasası ne diyorsa onu söyleyeceksiniz. Neden herkesi düşman görerek karşımızda bir cephe oluşturalım? Siyaseten çok ihtilaf ettik ama söylediği her sözü ciddiye alın ve yaptığı cesur çıkışı doğru değerlendirin. Bahçeli’ye çağrımdır, Erbil’e, Musul’a oradan da Kerkük’e gidin. Hep beraber gidelim. Erbil’e gidin sizi çok iyi karşılayacaklarına eminim, Kürtlerle, Türkmenlerle konuşun. Oradan dünyaya biz Kürtler ve Türkler gelecek asrı bu bölgede birlikte inşa edeceğiz diye ses verin, Türkiye’de Kürtler sevinsin Suriye’dekiler de Irak’takiler de.”