APS HABER / OĞUZHAN ARSLAN - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bişkek'teki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda "Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes İçin Güvenlik" temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi'nde konuştu.
"Teşkilatımızı çok daha ileriye taşıyacağız"
Zirve dolayısıyla ata yurdu Bişkek'te bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek başlayan Erdoğan, dönem başkanlığını devreden Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'e yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a samimi ev sahipliğinden dolayı şükranlarını sunan Erdoğan, yeni dönemde Kırgızistan'a başarılar diledi.
Ülkeler arasında daha güçlü bağların tesisini ve ortak bir gelecek inşasını hedef alan Teşkilat'ın kuruluşunun 15. yıl dönümünün geçen ay idrak edildiğini anımsatan Erdoğan, bu yıl dönümüne özel olarak Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı'nın "dilde, fikirde, işte birlik" şiarına yer verdikleri hatıra parasını takdim etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Gaspıralı İsmail Bey'i ve ömrünü Türk dünyasının birliğine, dirliğine, kardeşliğine adamış tüm fikir ve siyaset insanlarını rahmetle yad eden Erdoğan, zirvenin tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını, işbirliği ve dayanışmayı daha da pekiştirmesini diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teşkilat'ın Avrasya coğrafyasında ve ötesinde istikrar ve refah iklimini güçlendiren ve örnek alınan bir platform haline geldiğinin altını çizerek, Türkiye'nin önemli fikir adamlarından Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'in "muvaffakiyet için önce irade lazımdır" dediğini hatırlattı.
Türk dünyasını ilelebet payidar kılacak güçlü iradenin bu zirveye katılanlarda ziyadesiyle mevcut olduğunu dile getiren Erdoğan, hep beraber gönül ve ülkü birliği içerisinde çalışarak, Teşkilatı çok daha ileriye taşıyacaklarını vurguladı.
"Soykırımın durdurulması noktasında uluslararası toplum kötü bir sınav veriyor"
Erdoğan, Güney Kafkasya'da geçen 30 yıllık çatışma ve istikrarsızlık ortamının ardından barış ve istikrara giden yolun kapılarının açıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Can Azerbaycan'ın vatan muharebesinde sahada şehitler vererek elde ettiği tarihi kazanımları en yakın zamanda bir barış anlaşması imzalanmak suretiyle masada da perçinlemesini ümit ve temenni ediyoruz. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan soykırımın durdurulması noktasında uluslararası toplum kötü bir sınav veriyor. Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından sorumlu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanıp karar dahi alamıyor. Daha doğrusu almak istemiyor. Netanyahu hükümetinin ırkçı zihniyeti, Gazze'deki mezalimin gölgesinde Batı Şeria'da Filistinlileri yerlerinden etmeye ve ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirmeye niyetleniyor.
"Kıbrıs'ta adil çözüm için Türk dünyasına sorumluluk düşüyor"
İsrail'in kan ve gözyaşını tüm bölgeye yayma hedefinin, Lübnan ve İran'a yönelik saldırılarda da görüldüğünü belirten Erdoğan, Lübnan'da son bir senede ölenlerin sayısının 3 bine yaklaştığına, yerlerinden edilenlerin sayısının ise 1,5 milyonu aştığına dikkati çekti.
Erdoğan, Gazze'de 50 bine yakın masum insanın saldırılarda hayatını kaybettiğini aktararak, "Türkiye olarak bu vahşeti, bu insanlık dışı katliamları kabul etmiyoruz. İsrail'i durdurmak ve 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini esas alan kalıcı barışı tesis etmek için ikili ve çok taraflı platformlarda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türk dünyasının da kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı, Suşa'dan sonra Bişkek'te görmekten mutluluk duyduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kıbrıs meselesinde Ada'daki gerçekler temelinde adil ve kalıcı çözüme erişilmesi için Türk dünyasına da önemli sorumluluklar düşmektedir. Kıbrıs Türkünün haklı davasını ne kadar sahiplenir ve onunla dayanışma gösterirsek, kendi birlik ve beraberliğimizi de o nispette kuvvetlendiririz? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, teşkilatımızın bugünkü zirvesinde onur konuğu ve gözlemci üye olarak yer alması, Türk dünyası olarak Kıbrıs Türkü ile dayanışma irademizin tezahürüdür. İnşallah kendilerinin en kısa zamanda tam üye olarak aramızdaki yerini almasını bekliyoruz. Keza gözlemci üyemiz Türkmenistan'ı da aile meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum."
"Potansiyelimizi ortaya çıkarmak için iş birliğimizi geliştirelim"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna'da 3. yılını doldurmak üzere olan savaşın, bölgeye olumsuz etkilerinin sürdüğüne dikkati çekerek, "Savaşın en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını destekliyoruz. Türk devletleri olarak barışın tesisine yönelik diplomatik çabalara destek vermemizin son derece önemli olduğu kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.
Coğrafyanın istikrar ve güvenliğini Afganistan'daki gelişmelerden ayrı görmediklerini vurgulayan Erdoğan, kardeş Afgan halkının yanında olduklarını, geçici yönetimin de kapsayıcı ve temel insan haklarını esas alan bir yaklaşım sergilemesinin kendilerine yeni kapılar açacağını söyledi.
Erdoğan, 175 milyona ulaşan genç ve dinamik nüfus, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmi ve zengin kültür mirasının büyük atılımlar gerçekleştirmek için birlikteliğe sağlam bir temel teşkil ettiğini belirterek, şunları paylaştı:
"Ticaret ve ekonomi başta olmak üzere, bilim, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkaracak çalışmalarda bulunmamızda fayda vardır. 2040 vizyonumuzun unsurlarından Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakerelerin tamamlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum. Ayrıca geçen sene hayata geçirdiğimiz Türk Yatırım Fonu'nun yakın zamanda faaliyete alınarak projelerimize destek sağlayacağından eminim. Enerji konusunda da tek bir kaynağa bağımlılığımızı azaltarak yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapma hedefiyle işbirliğimizi yoğunlaştıralım. Ulaştırma bağlamında ortak koridor projemizin sunduğu eşsiz fırsatlardan yararlanalım."
"Ortak alfabemiz geleceği birlikte inşa etmemizin de nişanesi"
Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından geçtiğimiz eylül ayında Bakü'de düzenlenen Ortak Alfabe Komisyonu Toplantısında Ortak Türk Alfabesi projesi üzerinde mutabakata varılması tarihi bir adım teşkil etmiştir. Ortak alfabemiz, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım atma irademizin de nişanesidir. Bu alandaki çabalarımızı artırmak suretiyle aramızdaki her türlü engeli inşallah ortadan kaldıracak, Türk dünyasının tarihi kucaklaşmasına imza atacağız.
Aksakalların koordinasyonunda 2022 yılında başlatılan ortak dili geliştirmek amacıyla ortak alfabe oluşturulması çalışmasının, Eylül 2024'te tamamlandığını anımsatan Erdoğan, 34 harften oluşan ortak alfabe üzerinde mutabık kalındığını ifade etti.
Erdoğan, bundan sonra üye ülkelerin bu alfabeyi esas alarak gerekli dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu konuda hazır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın yeni alfabeye geçiş için inisiyatif başlatması isabetli olacaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesi, Orta Koridorun etkin kullanılması için özel temsilci atanması yönündeki hazırlıklara da değindi.
Türk dünyası 2040 vizyonuyla belirlenen hedeflere ulaşmak için bugün alacakları kararların aralarındaki ülkü birliğinin eriştiği ileri seviyeyi tüm dünyaya bir kez daha ispatlayacağına gönülden inandığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada şu noktaya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum, merhum bir şairimizin ifadesiyle 'İnanmak, basamakların çıkamadığı yere kanatlarınla tırmanmaktır'. Bizler bugünlere yürüyerek, engelleri aşarak, zorlukları göğüsleyerek, gerektiğinde de kanatlarımızla tırmanarak geldik. Ancak halen katetmemiz gereken ciddi bir mesafe var. İnşallah önümüzdeki dönemi hep birlikte Türk dünyası yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Rabb'im yolumuzu bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Kırgızistan Cumhurbaşkanı kıymetli kardeşim Sayın Caparov'a nazik ve samimi ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum. Kırgızistan'ın Dönem Başkanlığının, Teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum."