APS HABER / OĞUZHAN ARSLAN - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslendi. Özel, "Pazar günü gitmişim, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nda konuşma yapmışım. Dostluktan, kardeşlikten, eşitlikten bahsetmişim. Bütün muhalefetin bir arada durmasını ve bu rejimi eninde sonunda değiştireceğimizi söylemiştim. Diyor ki bana, ‘Hangi rejimi değiştiriyorsun? Cumhuriyet rejimini mi? Cumhuriyetin kurucu partisi, cumhuriyet rejimini hedef aldı.’ Sayın Bahçeli, Cumhuriyetin kurucu partisi Cumhuriyet’i hedef alanlara karşı tam düşeceklerken koluna giren sana rağmen, tökezlediklerinde ayağa kaldıran sana rağmen, lastik patlayınca yedek lastik takan sana rağmen bu rejimi korumaya devam ediyor. Bizim ortadan kaldıracağımız rejim, saray rejimidir" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısındaki CHP'ye yönelik sözlerine yanıt verdi. Özel, şöyle konuştu:

“Sayın Devlet Bahçeli, bugün bir grup konuşması yaptı. Bizim pozisyonumuz belli. Devlet Bey, her hafta pozisyonunu teyit, söylenemini tekrar, ittifak ortağının yükünü hafifletmek, ona gelecek tepkileri üzerine çekme derken bu hafta da iyi bir şey söyledi. Takip ediyoruz, takip edeceğiz. Biz pozisyonumuzu anlattık. Biraz önce söylediğim beş hususta, CHP samimi olarak durduğu yerde durmaktadır. Sayın Bahçeli dünya kadar söz söyledi ama şu kısmı önemli: ‘Bilhassa Halk TV başta olmak üzere MHP'ye saldırı ortamı açan, taltif ve teşvik eden medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not aldığımızı; yeri, zamanı gelince burunlarından fitil fitil getireceğimizi, kalabalıkta yapılan itibar suikastının tenhada özrünün kabul edilmeyeceğini duyurmak istiyorum.’ Sayın Bahçeli bunu yapma. Bir; açıkta yapılan kusurun tenhada özrü diye bir şey varsa bunun patenti şahsına aittir. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama ama şu kadarını söyleyeyim: Bir televizyon kanalı başta, tüm medya organlarını gazetecileri, patronları teker teker not edecekmiş, burnundan fitil fitil getirecekmiş. Bir ülkede eğer o ülkedeki rejimin adı demokrasiyse, yönetim şekli Cumhuriyetse, o oturduğumuz koltuklara bizi millet oturtuyorsa sen yasama kadar önemli olan ve şu anda vatandaşın hakkını, hukukunu savunmakla mükellef olan basını, gazeteyi, medyayı tehdit edemezsin, önlerinde biz varız, arkalarında biz varız.

''Gazetecilerin saçlarının kılına zarar gelirse sorumlusu Devlet Bahçeli'dir''

Asla ve asla bugünden itibaren başta Halk TV, herhangi bir televizyonun, gazetenin, gazetecinin, saçının kılına zarar gelirse milletimiz bilsin ki Devlet Bey’in talimatıyla MHP yapmıştır, nokta. Nedir bu? Kabadayı mısınız siz? Kabadayılığın bu millete ne faydası var? Gazeteci, zaten küçücük maaşlarla çocuk büyütüyorlar. O Halk TV’nin Meclis’teki muhabiri, bebeğini, anne kuzusunu evde bırakıyor, koşuyor burada ekmeğinin peşinde. Sen kimi, nasıl, niye tehdit ediyorsun? Buradan bir kez daha söylüyorum MHP seçmenine, Cumhur İttifakı seçmenine: Küçücük çocukları olan, her birisi baba olan, anne olan, eş olan, evlat olan ekmeğinin peşindeki gazetecileri tehdit ediyorlar. Saçlarının kılına zarar gelirse sorumlusu Devlet Bahçeli'dir.

Özel'den Bahçeli'ye ''hangi rejim'' yanıtı...

Bakırhan: İmralı'ya gitmek için başvuracağız Bakırhan: İmralı'ya gitmek için başvuracağız

Bir de bize söylediği bir laf var. Hiçbirine cevap vermem de şuna iki satır söylemek lazım. Pazar günü gitmişim, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nda konuşma yapmışım. Dostluktan, kardeşlikten, eşitlikten bahsetmişim. Bütün muhalefetin bir arada durmasını ve bu rejimi önünde  sonunda değiştireceğimizi söylemiştim. Diyor ki bana, ‘Hangi rejimi değiştiriyorsun? Cumhuriyet rejimini mi? Cumhuriyet'in kurucu partisi, Cumhuriyet rejimini hedef aldı.’ Sayın Bahçeli, Cumhuriyet'in kurucu partisi Cumhuriyet’i hedef alanlara karşı tam düşeceklerken koluna giren sana rağmen, tökezlediklerinde ayağa kaldıran sana rağmen, lastik patlayınca yedek lastik takan sana rağmen bu rejimi korumaya devam ediyor. Bizim ortadan kaldıracağımız rejim, saray rejimidir.

''Narin’in katilini milletvekilinin bilip, savcının bilmediği rejim var ya o rejim, yıkılsın bu rejim''

Saray rejimi, o rejimdir ki Başkent'in ortasında bir siyasi partinin gençlik kolları başkanlığını, Ülkü Ocakları Başkanlığını yapmış, iki kız çocuk babasının çekip vururlar. Siyaset arkadaşları onun kanını yerde bırakır. İttifak ortakları, azmettiricileri bile bile konunun üstüne dokunmaz, 'ittifak zarar görmesin' yıkılsın böyle rejim.

Yıllarca dirsek çürütmüş, eli nasır tutmuş, gözünün nuru akmış emekliye 12 bin lira verir. Pazar dağılınca yüzünü göstermeden girer, ezik, çürük domatesleri toplar emekliler ve giderler kırık yumurta alırlar, bayat ekmek satın alırlar. Kırık yumurta, çürük domatesle yaptığı menemene bayat ekmek banarlar, yıkılsın böyle rejim. O rejim ki altı yaşında Narin, Kur'an kursundan çıkar, bir daha eve varmaz. Aranır, günler sonra çuvalda bulunur. O Narin’in başına ne geldiğini savcılar bilemez ama ittifak ortağının milletvekili bilir. ‘Ama söyleyemem. O köydekilerin hepsi dostumuzdur’ der. Ve Narin’in katilini milletvekilinin bilip savcının bilmediği rejim var ya o rejim, yıkılsın bu rejim.

''Devlet Bahçeli kurdu o saray rejimini. Yere batsın rejiminiz''

Verginin yüzde 68’ini patronla işçiden aynı alırsınız. Yüzde 20 çalışanlardan toplarsınız. Patronlardan yüzde 10 vergi alırsınız. ‘Vergide adalet’ diyene, hak arayana ‘terörist’ damgası vurursunuz. Alın teri sömürülürken sarayda ittifak ortaklarınızla keyif çatarsınız ve sonra da o rejimin gardiyanlığına soyunursunuz. O rejimi kim kurdu biliyor musunuz Sayın Bahçeli? Tekeden süt çıkaran, suda ateş yakan, balda tuzu bulan, ‘Herkesten cumhurbaşkanı olur, senden cumhurbaşkanı olmaz Recep Tayyip Erdoğan’ diyen Devlet Bahçeli kurdu, o saray rejimini. Yere batsın rejiminiz. O rejim yıkılacak, bunların hepsinin hesabı teker teker sorulacak.''

KAYYIMLARA TEPKİ

22 yıl sonra iktidar seçim kaybedince bir durulmuştu fakat yeniden kutuplaşma ve kayyım siyasetine geri döndüler. CHP'nin Esenyurt Belediyesi'ne son derece provakatif, yatak odasına dalarak, belediyenin kapısını kırarak, avukatsız arama yaparak Ahmet Özer'i tutuklamaya kalktılar, ardından Mardin, Batman Halfeti ve bu hafta sonu Tunceli ve Ovacık, Mustafa Sarıgül, aileye taziye verdiği için terörö örgütü üyesi ilan ettiler. Taziye ölüye değil diriye yapılır. Hiçbir anne çocuğunun suçundan sorumlu tutulamaz. İşin aslı o dönemde dönemin savcısı vali beyin de bilgisi var diyerek, belediye başkanımıza 'bu cenazeyi siz götürün biz götürürsek orada tuzak olabilir siz götürün' demişler. Belediye Başkanı valiye sormuş, aileyi aramışlar ve cenazeyi götürmüşler bu vakadan terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Bu olaydan sonra 3 kere daha belediye başkanı seçildi. Sırf CHP'nin bir terör örgütünden belediye başkanları varmış gibi göstermek için Ahmet Özer'i yapmadığı telefon görüşmesiyle, kızının evinin kirasını örgütten gelen para diye tutukladılar. 4 günde 200 kişiye iddianame yazan savcı, bir ay oldu iddianame hazırlayamadı, gizli tanık bulmuş oradan suç arıyor. 

PARTİLERDEN ORTAK TEKLİF

Bütün grup başkanvekillerini kutluyorum. OHAL'den kalan bu kayyım atama işlerine, 10 parti birden kanun teklifiyle bunun kaldırılmasını konuşuyor. Kayyım ne DEM'in işidir ne CHP'nin. Bugün bize yarın başkasına. Eğer bir kişi terörle ilgiliyse mahkeme kararı verir görevden alırsın. Yerine o güne kadar dava açmadığın belediye meclis üyelerinden seçilir. FETÖ ile mücadele için bir icat çıkardılar bunun üzerinden CHP'ye DEM'e yarın bir başkasına saldırıyorlar. Burada 10 siyasi partinin ben bunun yanında durmam demeden doğrunun yanında imza attılar. 

Ahmet Özer tutuklandığı gün Adalet Bakanlığı'na yazı yazdık. 28 gündür CHP Genel Başkanı, yardımcıları, milletvekillerinin görüşme talebine cevap vermiyorlar. Adalet Bakanı'nı aradım. Haftalardır telefonlarımıza çıkmıyor. Ağızlarındaki bakla 'Akın Gürlek'le ilgili çok ağır konuşuyorsunuz.' Sen bizi Ahmet Özer’le görüştürmeyerek benim muhalefetimi terbiye edeceksiniz öyle mi? Senin de sana o talimatı verenin de alnını karışlarım da sana minnet etmem. Bir sözüm de Numan Kurtulmuş'a. Kendisi de hak verdi, 'aradım Bakanı size dönecekler' dedi, ses soluk yok. Siz Meclis Başkanı olarak bu sorunu nasıl çözemezsiniz. Akın Gülek bu sarayın celladıdır, seyyar giyotindir. Akın Gürlek'e bu bakanın gücü yetmiyor. Aynı FETÖ'deki gibi bu bakanın imamı Akın Gürlek'tir. Yarın Abdullah Öcalan ile milletvekillerine görüş verilecek. Bugün Devlet Bahçeli söyledi, DEM Parti de 'talepte bulunacağız' dedi. Öcalan'a milletvekili yollayıp da Akın Gürlek kızıyor diye ana muhalefeti belediye başkanına yollamayan bu iktidarı milletimize şikayet ediyorum. Olmaz olsun sizin izniniz. 

İlk seçimde bu Erdoğan gidiyor, bu rejim değişiyor, halkın iktidarı kuruluyor.

KREŞLERİN KAPATILMASI

Biz hiç yapmadık, bunlar bir dönemde İstanbul'da 105 kreş açmış. Bu da seçmen davranışını değiştirmiş. Biz iktidarız bu işe bir el atalım' demiyorlar. 'Kadının işi ne çocuk baksın, yemek yapsın, engellisine baksın, yemek yapsın, ne işi var çalışma hayatında' diyorlar. Geçmişte bir AYM kararı var, 17 yıl önceki o kararı dayanak yaparız kreşleri de kapatıyorlar. Bizim başvurumuz kreş için değil, anaokulu içindi. Milli Eğitim'in yapması gereken işi 17 yıl önce belediyelere yaptırmaya çalışıyorlardı, şikayet ettik. O günden bu güne bu gelen 8. bakan. Hiçbir işlem yapmamışlar, bugün ilk işlemi yapıyorlar. Sen AYM kararlarını 17 yıl vadeli uyacağına işini yap da Can Atalay gelsin Meclis'e. Kreş dışarıda 20 bin lira. Bu kreşi kapatmak her babayiğidin hakkı değil. 2 günde Türkiye ayağa kalktı. Hemen yalana sarıldılar, açıklama yaptılar, 'MEB'in yazısında kreş geçmiyor' denildi. AK Parti tarihinin 'en iyi' Milli Eğitim Bakanı'na söylüyorum. İşte burada yazmış. Kreş açmaya devam edeceğiz. Seçimi kazansalardı, Ankara'ya, İzmir'e kreş yapacaklarını söylediler, bize yazıyı yollayan Bakan Murat Kurum İstanbul'da her mahalleye kreş açacağız diyordu. Onlar bizim değil, annelerin kreşi. Açanların alnından öpüyorum, yeni kreşler açacağız, kimseyi umutsuz, bir başına bırakmayacağız. 

ASGARİ ÜCRET ZAMMI

'Enflasyonu düşürmek için hedeflenen enflasyona göre zam vermeliyiz' diyor. 1 yıldır zam yapılmayan, verildiği güne göre değeri 9 bine düşmüş olan asgari ücret... 22 bin lira yapmak istiyorlar, 1 sene boyunca buna mahkum etmek istiyorlar. TCMB'nin hesabına göre, yüzde 1'lik zam enflasyonu yüzde onbinde 7 etkiliyor, gerisi hükümetin yaptığı işler. 1 yıldır zam vermiyorsun, neden hala enflasyon yüzde 50? 30 bin lira asgari ücretin altında 1 yıl daha geçinmeye vatandaşlarımız katlanamaz. Asgari ücret beklentimiz 30, biz bunun altına yokuz.