APS HABER / OĞUZHAN ARSLAN - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, Karesi ilçesinde yaşanan patlamaya ilişkin olarak, "Balıkesir'in Karesi ilçesinde özel bir mühimmat fabrikasında yaşanan patlamada 12 emekçi hayatını kaybetti. 5 yaralımız var. Tedavileri devam ediyor." dedi. Özel, bölgeye bir heyet görevlendirdiklerini belirterek, 2012'de Afyonkarahisar, 2020'de Hendek, 2023'te Elmadağ'da meydana gelen patlamaları hatırlattı. Özel, "Türkiye'de milyonlarca emekçi iş yerlerine gidiyorlar. Kimi yerin yedi kat dibinde madene iniyor. Kimisi burada olduğu gibi ağırlığı kadın olan işçiler fişek doldurmak gibi işlerde çalışıyorlar. Kimi son derece riskli bir yerde çalışıyor. Onların evlatlarının, analarının, babalarının güvenebilecekleri tek merci var; devletin iş güvenliği konusunda almış olması gereken önlemler, yapmış olması gereken denetimler. Bu çağda gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerde böyle kazalar, patlamalar ve böylesine hiç yoktan ölümler olmuyor. Kimsenin evladı sabah öpüp işe yolladığı annesinin birazdan çalıştığı yerde 11 arkadaşıyla birlikte havaya uçacağını o güzel yüzünü tanımak için ailesinin bile teşhis yapamayacak hale gelmesini hak etmiyor" ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
"Emekçilerin katledilmediği bir düzen mümkün"
"Hiçbir anne, baba, böyle acıları hak etmiyor. Türkiye'de böyle acılar yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek. İki aydır yönetiyor olsanız kimse sizi bu kazadan sorumlu tutmaz ama 22 yıldır sendikalar geliyor işçi sağlığı, iş güvenliği diyor. Ana muhalefet partisi kurduğunuz sistemde patronunun maaşını ödediği iş güvenliği uzmanı olmaz. Aynı maaşı havuza yatırsınlar, havuzdan görevlendirme olsun, iş güvenliği uzmanıyla işveren arasındaki bağ ortadan kalksın.
22 yıldır ülkeyi yönetiyorsanız, size şunu sorarlar; 22 yılda 34 bin kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiş. Bu ülkede iş kazasında ölüm o kadar sıradan ve teker teker olunca o kadar anlamsız, rakamlar bir araya geldiğinde o kadar ürpertici ki... Soma faciası. Akşamını hatırlasın herkes. Unutursak yüreğimiz kurusun. Ak Parti iktidarında 113 Soma faciası olmuş. Birer birer ölmek suç değil ki ya da 10'ar 10'ar... 301'i birden öldüğünde hepimiz birden konunun üzerine eğiliyoruz. Bu rakamları iktidara hatırlatmak, iktidarları boyunca 34 bin kişi öldü ama şunu söyleyemiyor; '22 yıl önce şu kadar ölüyordu şimdi azaldı.' Azalmıyor. Aileleri müsterih olsunlar acılarını hep birlikte yaşayacağız. Ama bu işin sorumluları ortaya çıkana kadar da sonuna kadar bu işi takip edeceğiz. Burada vereceğim söz şudur; bu iktidara bir şey yaptırma imkanı yoktur. Çünkü onun tercihi bellidir. O patron biraz daha para kazanacak bir sistem varsa onu tercih ediyorlar. 'Önce iş güvenliği' sadece duvarda yazan bir tabela. Önce patronun karlılığı bu ülkede. Bu iktidara bunu yaptıramazsınız. Yapacağımız iş; bu iktidarı değiştireceğiz. İşçiden, emekten yana bir iktidar gelecek. İş güvenliğine gerekli önemi verecek, kardan önce iş güvenliği sağlanacak. Ve güvenli yerlerde çalışılacak. Çalıştıranın da içi rahat olacak, çalışanın da ailesinin de içi rahat olacak. Söz veriyoruz; emekçilerin teker teker ya da toplu olarak katledilmediği bir düzen mümkün. Bunu da CHP kuracak."
"Helikopter kazasında üzerimize düşeni yapacağız"
Özel, yarın İkinci Cumhurbaşkanı'nın İsmet İnönü'nün 51'inci ölüm yıldönümü olduğunu belirterek, İnönü'yü parti heyetiyle birlikte Anıtkabir'de mezarı başında anacaklarını ifade etti. Özel, Muğla'da pazar günü meydana gelen helikopter kazasını anımsatarak, "Orada da son derece şüpheli bir durum var. Kalkmaya zorlanan bir helikopter. Ne için görev yaptığı konusu, bu görevin ne kadar doğru olduğu, ne kadar sağlıklı icra edildiği meseleleri hepsini hem ilgili ailelerle, mesai arkadaşlarıyla o görevi daha önce icra etmiş olanlarla çalışıyoruz. Bu konuda da CHP olarak üzerimize düşeni yapacağız" ifadesini kullandı.
"Bu Meclis çaresizlerin son çaresi olma durumunu koruyacaktır"
Özel, "İliç faciasında 9 işçimiz yaşamını yitirdi. Onlardan birisi Uğur Yıldız. Annesi, ailesi burada. Anagold firmasının işletildiği maden ocağında binlerce metreküp siyanürlü toprak kaydı. Bu konuyla ilgili CHP meseleyi hem insani hem çevre hem madencilik politikaları yönünden en doğru yerden takip etti. O günlerde bilirkişi görevlendirdi mahkeme. Bilirkişi dedi ki 'burada bu kadar çok liç oluşmasının sebebi kapasite arttırımıyla ilgili izin. Bu izni verenler sorumlu.' Baktık kim vermiş? En kıdemli imza Murat Kurum'a ait. O sıralar İstanbul Büyükşehir'e aday şimdi bakan oldu tekrar. Ve mahkeme bu raporu alıyor. Diyor ki; 'Bu raporda sorumluluklarını söylemişsiniz. Yüzdelerini de belirleyin'. Ve raporu bilirkişiye yollayacak ama diyor ki 'bu bilirkişiye yollamayım da yeni bir bilirkişiye yollayayım.' O yeni bilirkişi nasıl oluyorsa durumu yeniden değerlendiriyor. Ve kapasite arttırımını verenleri sorumlu görmüyor. Birinci bilirkişi sorumlu görüyor, oran yazmadı diye geri yolluyorlar. Ama onlara değil başkasına yolluyorlar. O ayarlanmış yeni makul muteber Kurum'u kollayacak AK Parti'yi üzmeyecek rapor geliyor. Şimdi Uğur Yıldız'ın annesi bu duruma itiraz etmek üzere gerekli itirazları yargı yoluyla yaptılar. İtirazını dile getirmek üzere bu Meclis'e gelmiş. Bu Meclis çaresizlerin son çaresi olma durumunu koruyacaktır. CHP'de her zaman yaptığı gibi Uğur'un annesi diyor ki 'Evladımın sesini siz duyurursunuz.' Biz duyuracağız. Evladına da biz sahip çıkacağız" diye konuştu.
"Burak'ın kardeşleri olarak hepimiz buradayız bundan sonra"
"Baba Murat Bey, 'ilk günler bize taziyeye iki isim geldi' diyor. Bunlardan bir tanesi şimdi Adalet Bakanlığı'nda çalışıyor. Dediler ki, 'otelin sahibi aslında daha da yukarıda birileri, otelin görünen sahibi bu iş kapansın istiyor. Size 2011 yılının parasıyla 1 milyon lira teklif ediyor. Baba kovuyor bunları. 'Benim oğlumun cenazesi satılık değil, oğlumun adalete ihtiyacı var' diyor. On dört yıldır mücadele ediyor, çalmadığı kapı kalmadı. Otelin adı Rixos, sahibi Fettah Tamince. O dosyayı bizzat takip eden Asayiş Şube Müdürü Nurullah Güler 15 Temmuz gecesi tutuklandı, 19 yıl hapse mahkum edildi. O günün Antalya Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, olaydan 10 ay sonra emekli oldu ve Rixos otellerinin güvenlik müdürü oldu. Bu babayı bundan üç yıl önce Şişli Kongre Merkezi'nde Sembol İnşaata çağırıyor Fettah Tamince, diyor ki 'uğraşma artık her iş mahkemede çözülmez, amcamın işini görün' diyor. Yine para teklif ediyorlar. Baba elindeki su şişesini yere vuruyor, 'benim acım satılık değil, adalete susamışım' diyor. Kimsenin reddetmeyeceği büyüklükte bir parayı yine reddediyor. O Fettah Tamince şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağında. 14 yıldır bu mücadele sürüyor 6 şüpheli var. Bu yaşananlardan sonra 2 tane soruşturmaya gerek yok denilen şüpheli için yakalama kararı çıktı. O kişiler sorgulanacak ama cenazenin ertesi günü para teklif eden o günlerde FETÖ'nün bir numaralı sermayedarı olduğu bilinen nasıl olduysa şimdi Erdoğan'ın uçağına binen Fettah Tamince de er ya da geç çıkacak ve yaptıklarının hesabını verecek. 16 yaşında bir çocuğu bir şey gördü diye susturacaksınız sonra da bu işin üstünü örteceksiniz. Ben buradan Emine Hanım'a sesleniyorum; lütfen Tayyip Bey eve geldiğinde bu mevzuyu ona sorun. Bir anne olarak Burak'ın annesinin yerine kendisini koyarak bu mevzuyla bilgi talep etmesini istiyorum."
Özel, salonda bulunan Burak Oğraş'ın babasına da, "Burak'ın kardeşleri olarak hepimiz buradayız bundan sonra" dedi.
"Kuryelerin sosyal güvence teminatı altına alınması gerekiyor"
Özel, motokurye Samet Özgül cinayetini de anımsatarak, "Öldüren kişi ağırlaştırılmış müebbet aldı, geçmişte suçu olduğu için 'iyi hal indirimi' alamadı diye o suçu 18 yaşından küçük işlemiş diye sonradan iyi halden yararlandırmışlar. Yanındaki iki kişiyi beraat ettirmişler ceza aldığı halde. Biz hayatını kaybettiği kavşağa adını veriyoruz. Bu davayı takip edeceğiz" diye konuştu.
"Dünyadan bulunacak çok yüksek kaynaklarla hızla yaşanılabilir hale getirilmesini söyledik"
Özel, hafta sonu Fas'ın başkenti Rabat'ta düzenlenen Sosyalist Enternasyonal toplantısına Başkan Yardımcısı sıfatıyla katıldığını belirterek, "Filistin'in, Kıbrıs'ın ve Türkiye'nin uluslararası alanda uğradığı haksızlıkları dile getirdik. Dünyanın pek çok ülkesinin anlamak istemediği haklı tezlerimizi tekrar ettik. Filistin konusuna ciddi zaman ayırdık ayrıca Suriye konusunda da Suriye'nin toprak bütünlüğünü, barışını, demokrasisini, bir daha Suriye'de kan akmamasını önceleyen konuları dile getirdik. 76 ülkenin temsilcilerine Türkiye'nin sığınmacı yükü karşısında yalnız bırakılmaması gerektiğini, bu sorunun bundan sonra hızla çözülmesi gerektiğini söyledik. Yaptığımız temaslar dünyanın ve Avrupa'nın bu konuda maddi kaynakları harekete geçirmekte hiçbir sıkıntılarının olmadığını ancak Erdoğan'la yaptıkları elverişli anlaşmanın sağladığı avantajları terk etmek istemediklerini açıkça gözler önüne seriyor. Buradan bir kez daha Erdoğan'a sesleniyoruz; Suriye'nin hızlı şekilde hem askeri hem siyasi istikrara kavuşması ve orayı dünyadan bulunacak çok yüksek kaynaklarla hızla yaşanılabilir hale getirilmesi ve tüm sığınmacıların ülkelerine dönecekleri doğru bir planın takvimlendirilmesi gerekiyor. Sayın Erdoğan'ın, 'gitmek isteyen gider, kalmak isteyen kalır, başımızın üstünde' yaklaşımını tamamen reddediyorum. O kalanlar senin başının üstünde değil Türkiye'deki insanların aşının ve işinin üstünde oturuyorlar" ifadesini kullandı.
"Geçici sığınma statüsü ile ilgili gereklilik de ortadan kalkmıştır"
Özel, "Bir de bunu bir dini yaklaşıma alet ederek, Mekke-Medine arasındaki ensar muhacir ilişkisini hatırlatarak, peygamber efendimize sahip çıkılmasını söyleyerek vatandaşın inancını sömürerek kabul ettirmeye çalışıyor. Bulgaristan'dan Türkiye'ye soydaşlarımız oradaki mezalimden kaçıp gelirken onlara kapılarımızı açmışken Erdoğan Özal'a 'Aklını başına al, bizim fakirimiz bize yeter, millet yokluktan karısını pazarlayacak duruma gelmiş' diyecek kadar çirkinleşiyordu. Şimdi Suriyeli sığınmacılar üzerinden, Türkiye'de yeni bir seçmen potansiyeli yaratmak için Türkiye'ye bunu dayatmaya çalışıyor. Dünya para vermeye hazır, Avrupa işbirliğine hazır. Suriye'de madem ki artık Esad gitmiştir geçici sığınma statüsü ile ilgili gereklilik ortadan kalkmıştır. Herkes memleketine dönecektir. Senin başının üstünde oturanlar bizim aşımızın üstünde oturamaz" ifadesini kullandı.