ANAHTAR Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu "Anahtar Parti olarak Türkiye' de yürütmenin harcadığı her kuruşun hesabını vereceği, yargının herkesi denetleyebileceği bir eşikte memleketin yeniden ayağa kalkacağına bütün kalbimizle inanıyoruz. O yüzden bu keyfiliğin ve partililiğin üzerinden devletin kurumsal kapasitesinin aşılmasına sebep olan bütün bu siyasal yozlaşma alanını, siyaseti haddini hududunu bileceği bir yere çekerek düzelteceğiz" dedi.
Anahtar Parti lideri Yavu Ağıralioğlu, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Ağıralioğlu, "Bu kadar sorunu olan memlekette muhalefetin güya ana muhalefetin elinde sadece kırmızı kart var. Bu kadar sorunu olan memleketin muhalefetin elinde kırmızı kartı olmaz. Yönetim mahareti olur. Milletin umudu olur. Memleketin sorunlarını çözme kabiliyetiyle milletin istikbaline emin adımları olur. Bizim muhalefetin güya anası olduğunu söyleyenlerin elinde kırmızı karttan başka bir şey yok. İktidarın da bu karikatüre edinmiş, tiyatroya dönmüş, siyasi muhalefet muhtevasızlığından kendine bulunduğu bir konfor alanı var. Bu düzeni, rahatı ve konforu bozmaya cehdetmiş bir kadro olarak kurulduk. Biz Anahtar Parti olarak memleketin şimdi en çok düşünmesi gereken sorunun şu olduğundan bahisle söze başlıyoruz. Bu memlekette iktidarın, muhalefetin sorun çözme kapasitesi yok. Sorunlarla kavga eden, sorunlara garez laflar edebilen, mazeret beyan eden bir iktidar. Devamlı muhalefeti yeniyorsunuz ama memleketin hiçbir sorumluluğunu yenemiyorsunuz. Dolayısıyla sizi böyle yapamadıklarınızı muhalefete ciro edip rahat rahat iktidarda kalma döneminizi bitirerek galiba kıymetli, kuvvetli bir rekabete davet edeceğiz" diye konuştu.
Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Siyaset konforunu bozmak, önümüzdeki dönem memleketin çözülmez sorunlarını 'biz çözerdik çözülebilseydi çözülemiyorsa başkaları da çözemez' diye dayattığınız bu siyaset şımarıklığına son vereceğiz. Memleket ayağa kalkacak. Memleketin sorun çözme kapasitesi, harcadığı her kuruşun hesabını verme ciddiyeti, kendi partisinden olsun olmasın herkesi sarıp sarmalayacak herkesi vatandaşlık temelinde devletin hizmetiyle buluşturabilme maharetiyle bu memleketi ayağa kaldıracağız. Önümüzdeki dönemin, 2028 sürecinin bir daha seçilme, anayasayı buna göre değiştirme bunlar olurken de birtakım imtiyazları ya da tavizleri bu duygunun arkasına gizleyerek verebilme hevesleri de dahil her yaptığınıza ciddiyete bakacağız. Ne üniter bir yapıdan taviz vereceğiz ne kimliğin memleket görülmesine sebep olacak şekilde ayrıştırılmasına razı olacağız. ve bu konuştuklarınızı, heves ettiklerinizin yahut mecburiyetlerinizin Türk milletinin önünde bir yük olmasına, istikbalimizi karartmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz Anahtar Parti olarak Türkiye'de yürütmenin harcadığı her kuruşun hesabını vereceği, yasamanın temsilinde olduğu milletin bütün hissiyatını temsil edip sorunlarını kurabileceği, yargının da herkesi denetleyebileceği bir eşikte memleketin yeniden ayağa kalkacağına bütün kalbimizle inanıyoruz. O yüzden bu keyfiliğin, bu partililiğin, bu partililik üzerinden devletin kurumsal kapasitesinin aşılmasına sebep olan bütün bu siyasal yozlaşma alanını siyaseti haddini hududunu bileceği bir yere çekerek düzelteceğiz."
Ağıralioğlu, 2024 yılında 384 kadın cinayetinin olduğunu ifade ederek, "Bu cumhuriyet tarihinin en büyük rakamı. 500 bin farkla kadın erkek nüfusunun eşit olduğu bir memlekette kadınların bu kadar sahipsiz olduğu, korunamadığı, duyulamadığı, öldürdüğü çaresizlik içerisinde feryadına, itirazına, şikayetine bir şekilde muhatap bulup kendisini muhafaza edemediği bu zafiyet alanını hükümet kapatmak zorundadır. Yani her geçen gün kulaklarımızı, kalbimizi, vicdanımızı böyle tırmalarcasına duyduğumuz bu feryatları hükümetin duymuyor olması anlaşılabilir bir şey değildir" dedi.
mut hakkını konuşuyorlar. Hukuken mümkün olmadığını bir arkadaşımız kamuoyuyla paylaştı. Öcalan 99'da yakalandı. O dönemde örgütü lağvetseydi olurdu. Ancak evlatlarımız 25 yıldır şehit ediliyor. Hukuken mümkün değildir diye ikaz ettik. Ne dediler biliyor musunuz? 'Bir daha böyle tweet atmayın' dediler. 'Atarsanız soruşturma açarız' diyorlar. Siz bir bilim adamına hukuki bir gerekçe açıkladığı zaman cezaevi yolunu gösterip korkutuyorsun. Katil bir teröristi ise Meclis'e gelsin konuşsun diyorsunuz. Kendinize gelin. Öcalan Kürtlerin temsilcisi değildir. Bunun tersini söylemek Kürtlere hakarettir. Sanki biz bu mücadelede başarısız olmuşuz, teröre boyun eğmişiz gibi algı oluşturmak devlete küfürdür.
TAYYİP BEYİ DAHA İHTİYATLI VE TEDBİRLİ GÖRÜYORUM'
Siz ne oluyorsunuz da Öcalan'la görüşüyorsunuz? AK Parti kurmaylarına hatırlatıyorum. Şehitler kendilerini katleden alçaklarla, devlet masaya oturduğunda ölürler. Tabutun başında küçücük çocuklarımız, analarımız babalarımız. Merasim bitiyor herkes evine dönüyor. Sonra mezar başında bir garip yetim, gariban ana baba kalıyor. Vatan sağ olsun, diye ölen Mehmetçiklerimiz varken, siz ne hakla görüşmeye başladınız? Şimdi izliyoruz yapıp ettiklerinizi. Bu milletin başına hangi çorapları ördünüz bakacağız. Bu milletin temeline dinamit mi koyacaklar bakacağız. Ben Tayyip beyi daha ihtiyatlı ve tedbirli görüyorum. Henüz sürecin ne olacağını o da anlamadı."