APS HABER / OĞUZHAN ARSLAN - Gümüşhaneli bahriye subayı Nail Bey ve Trabzonlu Fatma Zehra Hanım'ın oğlu olarak 12 Ocak 1905'te İstanbul'da doğan Atsız, ilköğrenimini Kadıköy'deki Fransız ve Alman okullarında, Kasımpaşa'daki Cezayirli Gazi Hasan Paşa İlk Mektebi ve Haydarpaşa'daki Osmanlı İttihad Mektebi'nde, ortaöğrenimini ise Kadıköy ve İstanbul Sultanisi'nde tamamladı.
1922'de Askeri Terbiye'ye kaydolan Atsız, 3. sınıfta milliyetçi duygularla verdiği bir tepki nedeniyle disiplin cezası alarak okuldan çıkarıldı. Atsız, ardından yardımcı öğretmenlik, gemi katip muavinliği gibi geçici işlerde çalıştı.
FUAD KÖPRÜLÜ'NÜN TAKDİRİNİ KAZANDI
Türk tarihi ve edebiyatı üzerine araştırmalara merakı olan Atsız, 1926'da İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'ne ve yatılı kısmı olan Yüksek Muallim Mektebi'ne kaydoldu ve 1930'da mezun oldu. Çalışmaları ile hocası Fuad Köprülü'nün takdirini kazanan Atsız, Türkiyat Enstitüsü'nde asistan olarak göreve başladı. Ancak, Atsız Mecmua'da yayınladığı bir yazı nedeniyle görevine son verildi.
Daha sonra Malatya Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği, Edirne Lisesi'nde ise Edebiyat öğretmenliği yaptı. Edirne'deyken yayımladığı Orhun dergisi, Türkçülük ülküsünü yaygınlaştırmayı amaçlayan Atsız Mecmua'nın devamı niteliğindeydi.
SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ'NDE 17 YIL GÖREV YAPTI
Orhun dergisi, dokuzuncu sayısında resmi tarih tezini eleştiren bir yazı nedeniyle kapatıldı. Atsız, Malatya, Edirne ve İstanbul'daki çeşitli ortaokullarda öğretmenlik yapmaya devam etti ancak resmi işinden uzaklaştırıldı. Özel Yüce Ülkü Lisesi ve Boğaziçi Lisesi'nde öğretmenlik yapmayı sürdürdü.
1952'de bir konferans nedeniyle öğretmenlikten tekrar alındıktan sonra Süleymaniye Kütüphanesi'nde çalışmaya başladı ve burada 17 yıl görev yaptıktan sonra 1969'da emekli oldu. 1950-1952 yılları arasında haftalık olarak yayınlanan Orkun dergisinin başyazarlığını yaptı ve 1962'de kurulan Türkçüler Derneği'nin genel başkanlığını üstlendi.
1964'ten vefatına kadar Ötüken dergisini yayımlayan Atsız, dergide yayımlanan bir yazı nedeniyle 15 ay hapis cezasına çarptırıldı ve Toptaşı Cezaevi'ne konuldu. Ancak sağlık durumu hapishane koşullarına uygun olmadığı için Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından affedildi. Nihal Atsız, 11 Aralık 1975'te kalp krizi sonucu vefat etti ve Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
RUH ADAM'DA KENDİ PORTRESİNİ ÇİZDİ
Atsız'ın en tanınmış eseri olan "Bozkurtların Ölümü", milliyetçi bir neslin yetişmesinde önemli rol oynadı. Bu romanın devamı niteliğindeki "Bozkurtlar Diriliyor" ve "Deli Kurt" da tarihi romanlar arasında öne çıktı. "Ruh Adam" adlı psikolojik romanında ise Atsız, kendi portresini çizdi.
Atsız'ın şiirleri "Yolların Sonu" adıyla kitaplaştırıldı. "Türk Ülküsü", "Türk Tarihinde Meseleler" gibi eserlere imza atan Atsız, mizahi romanlar "Dalkavuklar Gecesi" ve "Z Vitamini"ni de yazdı.
Atsız, inandığı dava uğruna verdiği mücadeleler ile Türkçü düşüncenin Cumhuriyet dönemindeki güçlü temsilcisi olarak bilinir. Yazdıkları ile Türkçü düşünceye açıklık getiren, belirli prensipler ve hedefler çizen Atsız, milli şuura gizliden veya açıktan karşı olan Türklük aleyhtarı düşüncelere karşı mücadele etti.
Türk tarihini, çağlara ayrılması, hanedan iktidarları ile devlet kavramlarının karıştırılması gibi meseleler üzerinde çalıştı. Türk tarihi konusunda kendisinden önce pek fark edilmemiş olan Kürşad adlı bir Türk kahramanını eserlerinde öne çıkardı. "Bozkurtların Ölümü" adlı romanında Kürşad'ı başkahraman yaparak, onu yüceltti.